31 Mayıs 2023 - Çarşamba

“HELÂK” EDİLEN KAVİMLER

Cenab-ı Allah, hiçbir kavmi uyarıcı alametler göstermeden helâk etmemiştir.

Yazar - Ali Pamuksüzer
Okuma Süresi: 3 dk.
98 okunma
Ali Pamuksüzer

Ali Pamuksüzer

-
Takip EtGoogle News

     28 Mayıs günü, yolda karşılaştığım genç bir arkadaşım bana, “Adıyaman’dan geliyorum ağabey. Depremde dayımı kaybettik çok üzgünüm ve dargınım!” dedi. Ve sözlerine şöyle devam etti: “Ağabey! Biz, başımıza ne geliyorsa hak ediyoruz maalesef! İmar barışı adı altında kaçak ve sağlam yapılmayan binalar akrabalarımıza mezar oldu maalesef!.”

     O kardeşimizin ibret dolu sözlerinin bana anımsattığı; bir ülkeyi “helâk”e götüren toplumsal ilâhi bir yasa olan İsrâ Suresi 16.ayette Allah (CC) buyurmaktadır ki: “Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz.” Ayetteki “mütrafîn” sözcüğü, “her milletin refah içinde yaşayan, rahatları yerinde olan aristokrat kesimi”dir. Bunlar şan-şöhret ve konfordan alabildiğine yararlanır, gevşerler, bozulurlar ve doğru yoldan saparlar.

      Âyetlere baktığımızda, geçmiş toplumların “helâk” ile cezalandırılmalarının sebepleri yine kendi işledikleri kötülükleridir. Allah (CC) Şûrâ Suresi/30.ayet: “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”  Buyurmaktadır.

     Cenab-ı Allah, hiçbir kavmi uyarıcı alametler göstermeden helâk etmemiştir.

     Kasas Suresi 58.Ayette: “Oysa biz, bolluk içinde azmış nice şehir halkını helâk etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra oraların pek azında oturulabildi; hepsi bize kalmıştır.”

    Kasas Suresi 59,Ayette ise: “Merkezinde halka âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe rabbin memleketleri helâk etmez. Biz, ülkeleri ancak halkı zulümde ısrar edince helâk ederiz.” Buyurmakta olup; güç ve servetlerine güvenip şımaran, azgınlıkta ve inkârcılıkta direnen bazı eski toplulukların tarih sahnesinden silindiklerini hatırlatılarak insanlık âlemini uyarmaktadır.

    Âyetlerde, helâk edilen toplumların kötülükleri “ZULÜM” kavramıyla özetlenmektedir.

    Allah (CC), Tevbe Suresi 70.Ayet ile bizleri şöyle uyarmaktadır:

    “Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.”

    Atalarımızın dediği gibi, “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!”

    Çünkü insanımız inanmak istediği şeylere inanıyor, acı gerçeklere değil!.

    Çünkü bir takım çevreler, “itibar” ve “servet” uğruna; yatlarını, katlarını, son model lüks otomobillerini kaybetmemek için acı gerçekleri görmek istemeyen “bakar kör” olmuşlar!.

    Onlara sorduğunuzda: “Elhamdülillah Müslümanım!” derler.

    Bu nasıl bir Müslüman olmaksa!..

    Allah (CC), bunları hidayete erdirsin diyelim!.

 

 

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.