KIYILARIMIZI SÖMÜRENLER

    Her tatil sezonunda bir taraftan artan tatil masrafları, diğer taraftan da “kıyıların kullanım hakkı” sorunu yaşanmaktadır.. 

    Roma Hukuku'nun en eski prensiplerinden birisi olan "kıyılar halkın kullanımı içindir" (Litorum usus, publicus est) prensibi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda da korunmuş ve . 

Anayasamızın 43.Maddesinde:

    “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

     Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

     Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.”  Şeklinde yer almıştır.

     Ancak, Anayasa'ya rağmen uygulamada sorunlar yaşanmaktadır. 

     Anayasa'da kıyıların halk tarafından kullanılmasının engellenemeyeceği belirtilmiş olsa da günümüzde artık büyük çoğunluk diyebileceğimiz yerlerde kıyılar özel işletmeler tarafından kapatılmış durumdadır maalesef.

    Kıyılarımızdaki özel işletmelerin önünde bulunan kıyılara ulaşmak mümkün olmuyor veya giriş için vatandaşa ücret ödeme konusunda dayatmada bulunmaktadırlar.  

    Vatandaşın“Anayasal hakkı” olan kıyılarımızın kullanımı, kıyılarımızı sömürenler tarafından “gasp” edilmektedir. 

    “Anayasal hakkını” kullanak isteyen vatandaşlar ile “ahtapot” gibi milli varlıklarımızı sömürmek isteyen “mafya bozuntuları” arasında  kimi zaman tartışmalar, hatta kavgalar olabiliyor.

    Kıyı mafyası kadar, bu sömürüye zemin hazırlayarak kıyılarımızı peşkeş çeken yetkililer de işlenen bu “zulme”  ve “talan ve yağma”ya ortaktır!.

     Balıkesir/Ayvalık İlçesi Belediyesinin, Altınova Mahallesinde deniz kıyısına binalar yapımına izin vererek çarpık yapılaşmaya alet olmasını ve plaj işletmelerini protesto etmişler..

    Bizler, kıyılarımızı talan eden özel kuruluşları eleştirirken, diğer tarafta asıl “talan” ve “yolsuzluk”, resmi kurumlar aracılığıyla yapılmaktadır maalesef..