“TAKİYE”CİLER GÜRUHU…

    “Takiye”, Arapça’da “Takıyye” olarak da yazılır. İslâm dininde, bir Müslüman’ın zor bir durumdan kurtulmak için İslâm'ı inkâr ederek Müslüman değilmiş gibi davranmasıdır. Bu konuda Allah (CC), Nahl Suresi 106.Ayette şöyle buyurmaktadır: “Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkâra saparsa -kalbi imanla dolu olduğu halde baskı altında kalanın durumu müstesna olmak üzere- kim kalbini inkâra açarsa işte Allah’ın gazabı bunlaradır; bunlar için çok büyük bir azap vardır.”

    Bolu Belediyesi AKP Meclis Üyesi olup, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a su şişesi fırlatan ve 2016’da Ankara’da “Dünya Kadınlar Günü 5’inci Uluslararası Kadın Emeği Buluşması” toplantısında kürsüye çıkarak, “Rabbim, lütfen benim ömrümü ona ver. Ömrüm size annemin ak sütü gibi helal olsun cumhurbaşkanım” diyen Hacer ÇINAR’ın; HAK-İŞ’e bağlı Öz-Sağlık İş Sendikası Bolu Şube Başkanı sıfatıyla yaptığı şu konuşması, “hipnoz edilmiş bir insanın” uyandıktan sonraki halini andırıyordu:

    “..Kimsenin almaya cesaret edemediği altın-döviz fiyatları fırladı, herkesin yemek zorunda olduğu domatesin, biberin yüzünü göremez olduk. ..Tüm bunlar olurken bizler, ekonomik krizle uğraşan devletimizin yanında olup sabretmeye devam ettik. Ama bitti. Sabrımız bitti. Çalışıp hak ettiğimiz geriye dönük alacaklarımızın önemsenmemesine karşı sabrımız bitti öfkemiz büyüdü. ..Alın terimizin görmezden gelinmesine karşı onurumuz kırıldı. Geriye dönük alacağımız paranın bu enflasyonist ortam karşısında pula dönüşmesinden dolayı evimize götüreceğimiz ekmek küçüldü, eridi ve bitti.”

    Usta bir “Takiyeci”ye benzeyen Hacer ÇINAR’ın yükselişi de çok ilginç!..

    2019 yılında Bolu “Havadis” Gazetesinin “Temizlik işçiliğinden Belediye Meclis Üyeliğine” başlıklı haberinde: "AKP referansıyla İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesinde temizlik işçisi olarak işe başlayıp, eline süpürge almadan yükselişe geçen ve Hizmet-İş Sendikası Bolu İl Başkanı ve Bolu Belediyesi AKP Meclis üyeliğine kadar yükselişten..” söz edilerek; emek harcamadan, alın teri dökmeden siyasi destekle ilerlemesine dikkat çekilmektedir!.

    AKP Bolu İl Başkanlığı yönetiminde yaşanan değişiklik ve AKP Genel Bşk. Sayın R. T. Erdoğan’a okuduğu “methiye” sayesinde Hacer ÇINAR’ın yaşamı değişmişti…

    Hacer ÇINAR’ın bir sağlık çalışanı olmasına diyeceğimiz yok!.

    Ancak, HAK-İŞ’e bağlı Öz-Sağlık İş Sendikası Bolu Şube Başkanı sıfatıyla, “sağlık çalışanlarının haklarını savunuyor” gibi görünerek “takiye” yapması çok düşündürücüydü..

    Partisinden yapılan baskılar üzerine, Bolu Belediyesi AKP Meclis Üyeliği’nden istifa etmek zorunda bırakıldı.

    Oysa ben bu naçizane “köşem”de, vefakâr ve fedakâr “Sağlık çalışanlarımız”ın uğradıkları haksızlık ve mağduriyetlerini, hekimlerimize karşı yapılan saygısızlığı, saldırıları ve dışlanmalarını defalarca dile getirmeye çalıştım, bundan sonra da çalışacağım!.

    İki “zıt” cephede “mücadele ediyormuş” görüntüsü verip, aslında zalime meyledenlerin nasıl cezalandıracağını, Cenab-ı Allah Hud Suresi 113.Ayette: “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz!” diye uyarmaktadır.

    Beni en çok üzen, “tesettür”e bürünen bazı riyakârların, mü’min kardeşlerimizin din duygularını sömürmesidir!. 

    İslâm’da, “Saygınlık kazanma, çıkar sağlama gibi dünyevî amaçlarla kendisinde üstün özellikler bulunduğuna başkalarını inandıracak tarzda davranma” anlamına gelen ”RİYAKÂR”lardan Kur’ân-ı Kerim’de Bakara Suresi/264.ayet, Nisâ Suresi/38ayet, Mâûn Suresi/107.ayette söz edilmektedir.

    Bu “Takiyeciler Güruhu”,  dünya hayatı uğruna “ahiret”lerini harap eden zavallılardır maalesef…